Gıda yalnızca bedenin beslenmesinden daha fazlasıdır. Açlık artık fiziksel açlık ve duygusal açlık olarak ikiye ayırılmış durumda. Fiziksel açlık, guruldayan bir midede olduğu gibi, bedenin size yeme alışkanlığını bildirdiği durum olarak tanımlanır. Duygusal açlık ise, bir kişinin kaygı, yalnızlık yada strese yönelik bir tepkisi gibi duygusal bir tepkiyi karşılamak için yemek yemesidir. Duygusal yeme yalnızca kişinin duygusal tepkileri kontrol edilemez olduğunda ve farklı duygular kişiyi yemeye yönlendirdiğinde bir sorun olmaya başlar. Zamanla bu sorunlar obezite gibi yeme bozukluklarına neden olabilir.

Hipotalamus’unuz (beyindeki doyum merkezi) aynı zamanda beyninizde zihin ve vücudun gerçek anlamda birleştiği noktadır. Hipotalamusun can dostu olan hipofiz bezi, vücudun geri kalanıyla konuşan kimyasallar gönderir. Bütün kilo verme sürecinin ana belirleyicilerinden biri; fizyolojik ve psikolojik yeme ihtiyacı arasındaki bağlantı noktası olan bu noktadır.

Aşağıdaki davranışlar size tanıdık gelecek mi?

Çocukken ağlamanızı durdurmak için hiç size şekerleme verildiğini ya da uslu durduğunuzda bir külah dondurma söz verildiğini hatırlıyor musunuz?
Anne babanız hiç sizi, yemeğinizi yemezseniz tatlı vermemekle tehdit etti mi?
Kendinizi üzgün hissettikten hemen sonra bir kurabiye alırken ya da yalnızca sıkıldığınız için dondurma yerken buldunuz mu?
Makarna ve peynir et parçası ya da patates püresi gibi kendinizi iyi hissettiren ve yatıştırıcı gıdalar olarak bilinen bazı yiyecekleri sizi rahatlattığı için aldınız mı?
Ne zaman yiyecekleri stres ya da kaygı azaltıcı olarak, ödül ya da ceza olarak, boşluk doldurmak için ya da sıkıntı veya yalnızlığa alternatif olsun diye tüketirseniz, onun üzerine bir etiket yerleştirip önem atfediyorsunuz.

Peki, ne tip bir yiyen kategorisinde yer alıyorsunuz?

Çevresel işaretlerin sizin daha sık yemenize yol açtığını ya da bazı yiyeceklere yoğun olarak aşerdiğiniz görüyor musunuz? Stresin bir sonucu olarak patronunuz ya da eşiniz ile yaptığınız bir tartışmaya tepki olarak sık sık yediğinizi düşünüyor musunuz?

Neden ve ne zaman yediğinizi bulmaya çalışın. Şu soruları yanıtlayın:

Aç olmasam bile yer miyim yada sırf benim yanımdakiler yiyor diye yer miyim?
Yemeği sevmediğimde ya da ne yediğimi bilmediğimde yemeye devam eder miyim?
Bir şeyler beni üzüyorsa ya da bana stres veriyorsa yemek için bir şeyler arar mıyım?
Yalnız ya da depresyonda olduğumda kendimi yiyecek ararken buluyor muyum?
Artığı sevmediğim için her öğün tabağımdakileri bitiriyor muyum?
Bitirmedikleri zaman çocuklarımın yemek tabaklarından yiyor muyum?
Aşırı yemeyi tetikleyebilen stres, kaygı ya da düş kırıklığı ile televizyon önünde yeme ya da arabada atıştırma gibi yaygın davranışları belirlemeniz gerekiyor.
Bunların herhangi birine evet yanıtı vermeniz, açlık gereksiniminizi karşılamanızın dışında başka amaçlarla da yiyecek tükettiğiniz anlamına gelir.

DUYGUSAL AÇLIĞI ENGELLEMEK MÜMKÜN

Spora başlayın ve/veya hobi edinin: Spora ve/veya mental açıdan bizi mutlu hissettirecek bir hobiye başlayarak boşluklarımızı tamamlamaya çalışmak, sağlıklı ve kalıcı mutluluğu elde ettiğimiz bir yaşama dönüşecektir.

Üzerinizde kontrol kurun: Gün içinde kendinizle oyun oynayabilirsiniz. Yediğiniz yada içtiğiniz bir şeyden birkaç ısırık yada yudum aldıktan sonra tam ortasında kendinize dur emri verebilirsiniz. Yemeyi yanlış nedenlerle sürdürüyorsanız, kendinize vereceğiniz dur emri kendi üzerinizdeki otokontrolünüzü arttıracaktır.

Yemek yerken sol elinizi kullanın : Güney Kaliforniya Üniversitesinde yapılan araştırmada, yemek yerken dominant olmayan eli kullanmak( Sağlaksanız sol elinizi, Solaksanız sağ elinizi) yeme miktarınızı azalttığı gözlenmiş. Bu şekilde, elden ağıza giden otomatik hareket yavaşlar ve yerken düşünmeniz için vakit oluşur durumda.

Yemeden önce derin nefes alın: Beyninize oksijen gitmesini sağlamak, stresli olduğunuz ana kıyasla daha iyi düşünmenizi ve daha iyi yemek seçiminde bulunmanızı kolaylaştırır.

DUYGUSAL AÇLIĞIN KİLO VERME SÜRECİNDEKİ ÖNEMİ

Beyninizdeki seratonin seviyesi düştüğünde, vücudunuz açlığı sezer ve kendini korumak için açlık sinyalleri göndermeye başlar. Ve buda vücudunuzu kendinin yiyeceklerle doldurmaya zorlar. Altı haftalık araştırmada, 5- HTP (seratonini dönüştüren ve tetikleyen triptofan parçacığı) kullanan bir grup, ortalama altı kilo verdi ve tabletleri kullanmayan gruptakiler sadece iki kilo verebildi. Yan etki olarak mide bulantısına yol açtığı bilinmekle birlikte, günde 300 mg 5 – htp alan kadınların yüzde 90%’ında diyet süresince tokluk duygusu gözlemlendi.

EN ÇOK HANGİ YİYECEKLERE YÖNELDİĞİNİZ SİZİN HAKKINIZDA BİRŞEYLER SÖYLEYEBİLİR Mİ?

Araştırmacılar, kişiliğin ve yiyecek tercihlerimizin nasıl kesiştiğini göstermek için insanların beslenme alışkanlıklarını inceledi; fiziksel özelliklere bağlı olarak ruh halimizin bizi nasıl belli yiyeceklere yönlendirdiğini ortaya koydular. Örneğin; stres altındaki adrenal bezleri tuz açlığı duymanıza neden olan sinyaller gönderebilir.

İstediğiniz ŞeyHissettiğiniz Şey Bu Olabilir
Et gibi sert veya çıtırlı yiyeceklerÖfke
ŞekerDepresif
Tatlı ve yumuşak yiyecekler, dondurma gibiEndişeli
Tuzlu YiyeceklerStresli
Kraker ve makarna gibi yiyeceklerYalnız, cinsel açıdan hayal kırıklığına uğramış
Herhangi birşey yada bulabildiğiniz her şeyKıskanç

Yorum Yaz

error: Böyle bir işlem geçersiz kılındı!