Dünyada gıda alerjisi ve tepkimeleri o kadar yaygınlaştı ki, her dört Norveç ‘liden biri , belirli besinlere karşı tepki gösterdiklerini düşünüyorlar. Türkler için ise daha kanıtlanmış bir çalışma yok fakat bulgular bizim de oranımızın gittikçe arttığı yönünde. Peki gıda alerjisi nedir, ve gıda alerjisi olduğunu nasıl hissetmeye başlarsın?

Gıda alerjisi ,vücudun savunma sistemini, gıda maddelerinde bulunan proteinleri ‘’ tehlikeli ‘’ yabancı maddeler gibi algılayarak aktif hale geçer.

Tolere edilemeyen gıda maddelerin en ufak miktarı bile ,alerjik bir reaksiyona sebep olabilir . Tepkiler genelde gıda maddesinin tüketilmesinden kısa bir süre sonra ortaya çıkar ve bazı durumlarda ciddi olabilir.

Gıda alerjisi olduğumuzu nasıl hissetmeye başlarız?

Gıda ürünlerine karşı reaksiyonlar Toksik reaksiyonlar (gıda zehirlenmesi) ve NON – toksik reaksiyonlar (aşırı hassasiyet) olarak ikiye ayılır.

Gıda alerjisinde : Alerjik reaksiyonlarda bağışıklık sistemi her zaman dahildir. Alerji halinde belirtiler genellikle yeme sonrası birkaç saat içinde kendini gösterir. En yaygın belirtiler cilt reaksiyonları ve gastrointestinal semptomlar ( mide bağırsak ), birden fazla organda belirti gösteren akut alerjik reaksiyonlar ağızlı boğaz /mukoza şişlik ,nefes darlığı ,boğulma hissi ,kusma ve ya da çok ciddi durumlarda nadir olmakla birlikten bilinç kaybı olabilir.

NON-Alerjik gıda hassasiyeti; NON alerjik gıda hassasiyeti bağışıklık sistemini dahil etmez. Belirtileri alerjide rastlanan belirtilerle aynı olabilir ,ama genellikle daha az ciddidir ve yenilen miktara göre değişkenlik gösterir.

Alerji proteinlere karşı bir reaksiyon iken , aşırı hassasiyet reaksiyonları gıdadaki bir çok değişik maddelere yönelik olabilir. Laktoz intoleransın da belirtilerin nedeni ,kişinin süt şekerini sindirme yeteneğinin düşük olmasıdır.

Çölyak hastalığı glütensiz beslenme :

Çölyak hastalığı ,buğday glüteni ,arpa ve çavdardan benzer proteinlerin bağırsaklarda bir bağışıklık reaksiyonunun sebep olduğu ,kronik bir hastalıktır .Bağırsaklar hayat boyu devam edilmesi gereken sıkı bir glütensiz beslenme ile normalize olur.

Nasıl beslenmeli : işlenmemiş et ,kümes hayvanları , balık , patates, fasulye , bakliyat , meyve ve sebze gibi doğal glütensiz yiyecekler . Fındık, zeytinyağı ,şarap, elma, çay, kahve ideal içeceklerdir.

Yasak olan yiyecekler; Buğday , Çavdar , arpa içerikli tüm türevler ve bu gruptan yapılmış ekmek , kek, bisküvi ,kraker, pasta, makarna ,kahvaltılık gevrekler ayrıca arpasuyu, bira, hazır çorbalar, soslar, soya sosu, salata sosları ,mayonez, şarküteri etler, işlenmiş peynirler, hazır yemekler, gazlı içecekler, cipsler, sosisler, dondurma, dondurulmuş hamburger, tatlılar, çikolatalar tüketilmemeli. Bu gıdaların bir kısmını Glütensiz gıdalar olarak günümüzde bulunabilmekte.

Besinleri sindirememek nelere yol açar ?

İntoleransınız olan besinleri tüketmek konusunda ısrarcı olmamak gerekiyor Aksi halde, uzun sürede çok ciddi problemler ile karşı karşıya kalınması mümkün. Beden bir kez tahammülsüz hale geldiğinde yıllardır yerken bir sorun yaşamadığınız gıdalarda duyarlık kazanmaya başlayabilir. Tablonun asıl tehlikeli olan kısmı ise, bunu hissettirmeden sinsi sinsi büyüyor olmasıdır.

Gıda intoleransı bir çok hastalığa neden olabilir.

Başlıcaları:

Vücutta şişlikler , nedensiz ve gaz şişkinlik, kronik yorgunluk, kabızlık, bazı cilt hastalıkları ( egzama, sivilce, ) kronık demir eksikliği , Hipertansiyon, Astım ,depresyon ,tıp 2 dıabet , migren ,Obezite ve kilo verememe, bazı romatizmal hastalıklar ,mide krampları ,uyku bozuklukları , baş ağrısı
Bütün bu hastalıkların ve daha fazlasının ortak nedeni kronik enflamasyondur. Gıda intoleransı ile bazı sağlık sorunları arasında doğrudan ilişki vardır.

Günümüzde Gen yapımız ve buna bağlı vücudumuzda gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar doğal olmayan yiyeceklerimizin tümü ile başa çıkabilecek yeteneğe sahip değildir.

Laktoz intoleransının sebepleri nelerdir ?

Laktoz intoleransı, sütte bulunan laktoz şekerinin sindirilememesini ifade eder. Özellikle ince bağırsakta salgılanan laktoz enziminin eksikliğine bağlı olarak oluşur. Bu enzim, süt şekeri olarak adlandırılan laktozu parçalayarak glikoz ve galaktoza ayırır, ardından bağırsaktan emilim gerçekleşir.

Laktoz intöleransı ile inek sütüne olan intolerans belirtilerinin aynı olması sebebiyle zaman zaman birbirine karıştırılabilir. İkisini birbirinden ayıran özellikler, laktoz intoleransı sindirim sisteminde, inek sütü intoleransı bağışıklık sistemde oluşur.

Bu kişiler nasıl beslenmelidir ?

Süt ve süt ürünlerinin içeriğinde bulunan kalsiyum miktarının oldukça yüksek olması sebebiyle, bu besinlerin beslenme düzeninden kısmi veya tamamen çıkarılması kalsiyum eksikliğine yol açmaktadır. Bu durumda, kemik, sinir sistemi, bağışıklık sistemi ve dişlerde ciddi problemler yaşanmaktadır.
Laktoza karşı inteloransı olan kişiler, besin içeriğini kısmi de olsa karşılayabileceği farklı alternatiflere yönelmelidir;

Laktozsuz süt tüketebilirler.
Yoğurt yapılırken sütün içerisinde bulunan laktozun yüzde 70’i parçalanır, dolayısıyla laktoz intoleransı olan kişiler süt yerine yoğurdu da rahatlıkla tüketebilirler.
Peyniri 90 gün bekledikten sonra tüketmekte alternatiflerden biridir. 90 gün bekleyen peynirin içerisinde laktoz, laktik aside dönüşür ve daha rahat sindirilir.

Yorum Yaz

error: Böyle bir işlem geçersiz kılındı!