Avukat Ufuk Yetişir… “Son 5 yıl içinde aldığım 20 kilo ve sonrasında baskülde gördüğüm 108 rakamı, hayatımda bir şeylerin acilen değişmesi gerektiğini bana gösterdi. 20 Nisan sabahına kadar olan süreçte; internetten, gazetelerden, kitaplardan, eş dosttan duyulan diyet programları, sporcu besinleri satan yerlerden alınan zayıflama ilaçları, farklı içeriklere sahip zayıflama çayları, hızlı kilo verdirdiği söylenen medyatik diyet programları uygulayarak kilo artışına dur demek istemem müspet sonuçlanmamıştı. Ve o gün, profesyonel destek almam gerektiğini anladım… Yaptığım araştırmalarda Park Sima adına rastladım ve randevu talebinde bulundum” diye anlatarak başlıyor öyküsüne.
Ve ekliyor: “90 günde yaşadığım değişim, benim için bir mucize. Son 6 yıldır ciddi kilolarla geziyordum. Her yere elinizde koca bir damacana ile gittiğinizi düşünün… Durumum buydu. Artık her sabah şükrederek uyanıyorum. Şimdi, sağlıklıyım ve çok mutluyum…”
Park Sima’ya başvurduğu anı ve sonrasındaki yaşananları, “Yanlış yeme alışkanlıklarımı anlattım. Sağlıklı kilo verebilmek için öneri ve tavsiyelerine riayet edeceğimi beyan ettim. Çok kısa bir zaman diliminde, üç ayda toplamda 16 kilo zayıflayarak fazla kilolarımdan kurtulmaya başladım. Kıyafetlerimin yakışması bir yana, kendimi daha sağlıklı ve daha güçlü hissetmeye başladım. Her hafta kontrol edilen kilom ve güncellenen diyet yemek listem, vücudumun kilo kaybını kolaylaştıran doğru spor ile her geçen gün daha da sağlıklı olmaya başladığımı hissettirdi. Yemek yeme alışkanlıklarımın değişmesi ile aç kalmadan, bedenimi zorlamadan fazla kilolarımdan kurtuldum. Diyetisyenim, spor eğitmenim ve eşimin destekleri ile yaşam kalitem her geçen gün arttı ve artmaya da devam ediyor…” sözleriyle ifade eden Ufuk Yetişir, öyküsünü şöyle anlattı:
“Yeme içme konusunda, ne kadar iddiaya girdiysem hepsini kazandım. Ne miktar, ne de süre konusunda hiçbir sınırım yoktu. 6 porsiyon İzmir lokmasını 5 dakikada yerdim mesela. Tahlil yaptıracağım zaman 3 litre suyu 5 dakikada içerdim. İnsanlar şaşırırdı. 2007 yılına kadar sağlıklıydım da. 88 kiloydum. Yine kiloluydum ama rahattım. O zamanlar spor yapıyordum ve sınırlarım vardı. Fakat sonrasında yoğun iş temposu ile birlikte hayatım olumsuz yönde değişmeye başladı. Çalışmaya işe sabah 05.00’te başlayıp gece 02.00’de işyerinden çıktığımı bilirim. O dönemde çok yiyordum. Bu kadar yoğun çalışma temposu ve uykusuzluğa ancak çok yiyerek dayanabileceğimi sanırdım. 20 Nisan’da basküle çıktım: 108 kiloydum. Gece geç vakit ve uyuyamıyordum. Oğlumun yarım kiloluk kavanozdaki çikolatasını, yanında iki ekmekle yiyince, ‘Artık bu durum normal değil, yardım almalıyım’ dedim. O gün sabaha kadar İzmir’de kilo verebileceğim bir merkez aradım. 7 saat boyunca forumlara baktım. Park Sima’yı buldum. Araştırdım ve başvurdum. Herkese söylüyorum; profesyonel destek şart.”
YİYEREK ZAYIFLAYACAKSIN!
“Kan tahlillerinden sonra beslenme programım oluşturuldu. Neştere bile razıydım. ‘Neşter yok, ilaç da yok. Sadece yemek yiyeceksin’ dediler. Sevdiğim şey ‘Yemek yiyerek zayıflarsın’ diyorsanız, ben bunu yaparım dedim. Eşime de söyledim. Ben yemedim, zayıflayamadım. Bana ‘yiyerek zayıflayacaksın’ dediler, herhalde bir bildikleri var dedim ve başladım” diyen Yetişir, “Kıyafetlerimde medium’lardan, XXL’lara gidiyordum. Sınırlarımı kaybetmiştim ve çok mutsuzdum. Bu programı uygulamam gerektiğini biliyordum… Bir de biz erkekler bir şeyi hedeflediğimizde yaparız. Burada, ‘3 ayda 15 kiloyu çok rahat verirsin’ dendi bana ve gerçekten de hedefime ulaştım” diye konuştu.
GÜLŞEN ALTIN:
Ufuk Bey’le ilk görüşmemizde bu kiloyu her halükarda verebileceğini söyledim ama kontrolü nasıl sağlayacağımız konusunda endişe etmedim değil. Kendisine daha esnek bir program verip başladık. Normalde bazı günler 8 bin kalori aldığı oluyordu. Bunun 3 binini versek bile kilo verecekti ve çok rahat da verdi.
Ufuk Bey’in motivasyonu çok yüksekti. Bu sayede 15 kilonun tamamını yağ dokusundan kaybetti. İnsülin direncini de kontrol altına aldık. Hedefimize ulaştık ve şu anda koruma programına geçtik. Hızlı kilo kaybettiğimiz için vücudu biraz dinlendirmek istiyoruz. Kilo kaybının hepsinin yağdan olması çok iyi bir sonuç bizim açımızdan. Spor programına da başardı. Burada, kişisel antrenörüyle çalışıyor.
Ufuk Bey’in beslenme programında proteine ağırlık verdik ve dengelemek kaydıyla sevdiği şeyleri de yedi ve bu noktaya geldik. Gayet eğlenceli geçti görüşmelerimiz. O bize, ben de kendisine teşekkür ediyorum. Uyumlu bir üyeydi.
HAYATINDA NELER DEĞİŞTİ?
Avukat Yetişir, hayatında nelerin değiştiğini ise şu sözlerle ifade etti:
Yemek yemeyi, öğün atlamamayı öğrendim. Su içmiyordum, su içmeyi öğrendim. Eskiden günde 1-2 bardak su içen bir insandım. Bana ‘su önemli’ dediler. Dediklerini uyguladım. Haftasına gördüm etkisini. Artık her saat başı su içiyorum ve vücut da istiyor artık. ‘Öğün atlıyorsun, atlama’ dediler. Süt, sandviç, ayran. Bunlar öğün yerine geçecekse, ben bunları yaparım dedim. Ben gece 02.00’den önce uyuyamayan bir insanım ve saat 07.00’de zımba gibi kalkıyorum. En son kendimi askerden önce, 20’li yaşlarımda böyle enerjik hissediyordum. Eskiden oğlumu kucağımdan atmaya çalışırdım. Şimdi 16 kilo olan oğlumu, yeğenimle birlikte kucaklayıp 2-3 kilometre yürüyebiliyorum. Dışarıda çok rahatım. Eskiden duruşmalarda ter içinde kalıyordum. Hakim bana süre verir, ‘Biraz dinlenin, öyle devam edelim’ derdi. 10 adım yürürdüm, bitkin düşer, nefes alamazdım. Sadece üç ayda yaşadığım bu değişime bazen ben bile inanamıyorum.
NİHAİ HEDEF: 78 KİLO
“Pek çok insan, ‘Ben yoğun çalışıyorum, ara öğün yapamam. Programa uyamam’ diyerek kilo verme programlarından uzak duruyor. Siz de, işi hem ofis içinde hem de ofis dışında fazlasıyla yoğun bir avukat olarak bunu nasıl başardım bunu da ifade etmek istiyorum” diyen Yetişir, hedefinin 78 kiloya düşmek olduğunu söyledi. Yetişir, “Bu vücut bana emanet en nihayetinde. Ne yaparsam kendime. Üçüncü hafta programı delmiştim. Hiç unutmam. Burcu Hanım, ‘Kendinize yapıyorsunuz. Yaptığınızı alkışlayamam, sonuçta bir hafta geriye gittiniz’ demişti… Gerçekten öyle, ne yaparsak kendimize yapıyoruz… Ara öğün meselesine gelince, hiç zor olmadı. Sandviç yapmam da gerekmiyor. Yoğurt, ayran her yerde bulunabilir. Bisküvi, meyve çantamda her zaman var. Arabamın torpido gözüne de koydum. Badem, fındık, fıstık, kuru kayısı hep elimin altında. Eskiden, fındık fıstıkta da sınırım yok diyordum. Bana öğretilen miktarda yiyince de aynı zevki aldığımı fark ettim. Şu an hiç sıkıntım yok. Mesela yatmadan 6-8 saat öncesinden bir şey yememek gerektiği bilgisi de çok doğruymuş. Ben saat 03.00’te yatacaksam, en az 6 saat öncesinde bırakıyorum yemeyi. Akşam saat 21.00’den sonra çok zorda kalırsam sütümü içiyorum ve ondan sonra midem dinlensin diyorum. Günü üçe böldüm, üçte birini mideyi dinlendirerek geçiriyorum” dedi.
Bu Yazılar Dikkatinizi Çekebilir
İnsülin direnci tedavisi tamamen kişiye özeldir, doğru bir tedavi yapılmadığı sürece, kişinin kendi başına diyet yapması ve/veya yanlış yönlendirilmesi her seferinde daha çok kilo almasına ve beraberinde başka rahatsızlıkların seyir etmesine sebep olur.
Okulların açıldığı bu dönemde, hem öğrenciler hem de vekilleri tatlı bir telaş sardı. Yeni eğitim öğretim yılına başlayacak yüzbinlerce öğrencinin beden sağlığı ise her şeyden önemli. Okul çağı beslenmesi nasıl olmalı?
Dünyada gıda alerjisi ve tepkimeleri o kadar yaygınlaştı ki, her dört Norveç ‘liden biri , belirli besinlere karşı tepki gösterdiklerini düşünüyorlar.